4 Haz 2009




Beni bunda veribiyen, bilirim ne işe geldim,
Kararım yok bu dünyada, giderim yumuşa geldim.

Dünyaya çok gelip gittim, erenler eteğin tuttum,
Kudret ününü işittim, kaynayuban cuşa geldim.

Sert söz ile gönül yıktım, od oldum canları yaktım,
Sırrımı aleme çaktım, bu halka temaşa geldim.

Ben oldum İdris-i terzi, Şit olduk dokudum bezi,
Davut’un görklü avazı, ah edip nalişe geldim.

Aşık oldum şu ay yüze, nisar oldum bal ağıza,
Nazar kıldım kara göze, siyah olup kaşa geldim.

Musa oldum Tur’a vardım, koç olup kurbana geldim,
Ali olup kılıç saldım, meydana güreşe geldim.

Deniz kenarında ova, kuyuya işleyen kova,
İsa ağzında ki dua oluban ben işe geldim.

Ay olup âleme doğdum, bulut olup göğe ağdım,
Yağmur olup yere yağdım, nur olup güneşe geldim.

Kal-ü kilden geçenlere, yolda gözün açanlara,
Anlayuban seçenlere, vaka olup düşe geldim.

Benim dertliler dermanı, benim o marifet kanı,
Benim Musa-i İmran’ı, Tur dağından aşa geldim.

Yolum sana oldu durak, sebakın söyleyendir Hak,
Yunus Emre dilinde Hak, olup dile düşe geldim.

Yunus Emre